MUHSİN ÇIKTI MUFFİN’DEN – 2. Bölüm
KAYBOLAN AYAKKABI
Öğleden sonra güneşi bahçenin çitlerine yaslanmış; hafif rüzgâr çimenlerin üzerinde geziniyor, kuşlar neşeli bir ritim tutturmuştu. Beş kuzen—Mert, Ali, Defne, Kerem ve Zeynep—yaz günlerinin en sevdiği oyunlarından birine hazırlanıyordu: saklambaç.
Mert avuçlarını yüzüne kapatmış, büyük ihtimalle sayarken biraz hile yapıp göz aralığından bakmamak için gözlerini sıkmıştı.
“Bir… iki… üç… Saklanın bakalııım!” diye bağırdı.
Ali her zamanki hızlılığıyla bir çırpıda ağacın arkasına koştu.
“Ben buradayım! Beni kimse bulamaz!” diye fısıldadı kendi kendine.
Defne, çalıların arasına süzülürken etekleri hafifçe sürtündü.
“Burası mükemmel…” diye dudaklarını büzdü.
Kerem bahçe kulübesine doğru seğirtti. İçeri girip rafların arasına saklanacağı bir köşe gözüne kestirdi.
“En iyi saklanan her zaman benimdir!” diye mırıldandı.
Zeynep ise salıncağın arkasına geçmeye karar vermişti. Koşarken ayağındaki pembe, parıl parıl ayakkabılardan biri hafifçe gevşedi ama o bunu fark etmedi bile. Sadece koştu, saklandı, güldü.
Bahçenin enerjisi, çocuk neşesi ve yaz kokusu birbirine karışmıştı.





