Başarı HikayeleriBurak Can

Hayat Adlı Savaşta Başarımın Sırrı Pes Etmemek

Hayat Adlı Savaşta Başarımın Sırrı Pes Etmemek

Hikaye Oku; Evimizin ilk çocuğu olarak İstanbul’da dünyaya geldim. Adımı babamın 2 yaşında kaybettiği babasından almışım. İlk göz ağrısı olduğumdan dolayı bakımım biraz fazla yapılmış. Ama yinede hastalıklardan kurtulamamışım. Tepsi dolusu kadar ilaçlar içerek, iğneler vurularak bebeklik dönemim geçmiş. Bebeklik döneminden sonra çocukluk dönemimde hastalıklarla boğuşarak geçmiş. İlk terlememde hemen hasta olur iğne vurulmaya mahkum olmuşum. İlaçlar yakamı bu devirde de bırakmadı. Bu dönemde aile baskısı üzerimde çok oldu. Çevremizdeki arkadaşlarımızın kötülüklerini örnek alıp yapmamamız için el altında tutulduk. Terleyip hasta olurum diye, sokakta arkadaşlarımızla top oynamamıza bile izin vermiyorlardı.  2 aydan dolayı okul dönemine yetişemedim ve 1. sınıfa 1 yaş geç başladım. Bu 1 yaş geç gitmenin beyin gelişimi açısından faydalı olduğunu da söylüyorlardı, bunu bir avantaj olarak söyleyebilirim. Herkes gibi ilk başlarda yabancılık çektim, ağladım, sızladım, yaramazlık yaptım. İlk şikayetimi o dönemde öğretmenim tarafından anneme söylenerek aldım. Henüz 15 günlük okul hayatım varken. O günden itibaren annem bana adeta sınıf öğretmenim gibi yardım etti. Annem okuma yazmayı 25 yaşından sonra akşam okulunda öğrenen bir kadındır, öyle pekte bilgisi yoktur ama kendini yetiştirmiş o döneme kadar.

İlk tokadımı 1. sınıfta arkadaşım silgi istedi ve ben ona havadan fırlattım diye yedim. İsmini hala unutmam o hocanın “Aziz Hoca”. Seni unutmadım hocam eline sağlık belkide o tokat sayesinde kendimi hissettim. Dayımın arkadaşı olduğundan arada bana selam söyler, tokadı hatırlıyor mu diye sor der.

İkinci tokat ve ilk öpücüğümü aynı anda aldım bir öğretmenden.Arkamdaki bir çocuk küfür etmiş yanındaki çocuğa.Öğretmende ben ettim sandı ve patlattı tokadı bana.Sonra baktı ki ben etmedim, o tokat attığı yerden ilk öpücüğümü aldım öğretmenimden. Ağlarken öpülmek çok tuhaf bir duygu, yaşayan bilir.

Şikayet edildiğim günden sonra bir şikayet bile almadım ilkokul dönemim boyunca. Hep çalışkan öğrenci olarak övgüler aldı annem toplantılarda. Sırf toplantı olsun da senin hakkında övgü almak için gideyim diye can atardı. Sonuçta çocuğu ile gurur duyuyor onun iyi yerlere gelmesini istiyordu. İlkokul dönemim boyunca 1 kez belge alamadım, her dönem taktir teşekkürlük öğrenciydim.

O dönemlerde LGS diye bir sınav vardı. Liselere giriş sınavı diye. Hiç bilmiyorduk bu sınavın önemini ve çalışmadan girdik bu sınava ve tabiki bir başarı elde edemedim.

Liselere giriş sınavını kazanamadık, zaten pekte umrumda değildi çünkü ne demek olduğunu sınava girmeden 1 ay önce öğrenmiştim. Çevremdeki düz liseler berbattı. O dönemde her lisenin adı çıkmıştı. Liseler hakkındaki dedikodular ayyuka çıkmıştı..

İlkokul müdürümüzün tavsiye ettiği bir okul vardı evimize 4 km mesafede oraya gittik kayıt olmak için. Okul, mezun olduğum okul bölgesinde olmadığı için kayıt işlemini yaptırırken pek çok güçlükle karşılaştık. Güç bela onu da hallettik. Liseye başladım. Herkesin maddi durumu belli, benden sonra 5 kardeşim daha  olunca okulun verdiği yardıma başvurduk belki bir faydası olur diye. İlkokul dönemimde sürekli dayımın kuaförüne giderdim dersler bittikten sonra akşama kadar çalışır harçlığımı kazanırdım. Lise döneminde de çalışmaya devam ettim onun yanında. Kimsenin bilmesini istemezdim ne çalıştığımı nede yardım aldığımı. Bazen de babamla inşaata gider amelelik yapardım. Sırtıma vururdum kum torbasını, çimentoyu çıkartırdım istenilen yere. Şapka takardım kimse görmesin diye utanırdım, çocuksun sonuçta.

Zor dönemlerdi maddi açıdan. Aslında dedemin dairesinde kalırdık kira vermezdik ama tek babam çalışınca geçinmek zor oluyor. Birde babam inşaat işleri yaptığından kışları pekte işi olmuyordu. Dedem okul yol paramı karşılıyordu. Bana her ay yol paramı verir bilet al derdi. Ben parayı saklar, yürüyerek okula gidip gelirdim. Aileme yük olmak istemiyordum, istesem belki yapacaklar ama zorlanmalarını istemezdim. Kolay değil 5 çocuk. Birazda sitem ettim bu kadar çocuk neden yaptın diye tabi içimden ama kardeşin fazla olması da çok güzel.
Lisede çalışkan bir öğrenciydim. Kızlar yaklaşırdı o dönemde ama sırf kopya vermem için, benim gibi ergeni kim ne yapsın Çünkü onların gözleri hep üst dönemlerdeki havalı tiplerdeydi. Zaten biriyle ne çıkacak param vardı nede boş vaktim. Eğer bir yerlere gelmek istiyorsam boş işlerden uzak durmam gerektiğini en başta biliyordum.

Fen-Matematik bölümünü okudum lisede. 3 senelik lise dönemimi okul 3. olarak bitirdim. Lise hayatım boyunca en gururlandığım nokta 3. olarak o kürsüye çıkmamdı. Müdürden aldım diplomamı yerime geçtim. Tekrar ismim anons edilmiş, etraftakiler hadi seni tekrar çağırıyorlar dediler. Şaka sandım, bir baktım gerçekmiş. Bu sefer onur belgesi verdiler. 2 kez üst üste yaşadığım bu duyguyu ölsem unuturum ancak inanmazsınız belki ama 3. olduğumdan dolayı verilen hediye bisiklet, benim ilk bisikletimdi. Belki almaya imkan olabilir ama bize birşey olur diye almadılar. Bu dönemde bilgisayarım olmadı, üniversite 2. sınıfta oldu. Cep telefonu o dönemde yan kesiciler olduğundan elimden aldılar. Sadece Lise 3 te elimde oldu.  Kısaca elinizdeki imkanlara bakın ve okumayı bir düşünün.

Lise 3. sınıfında dershaneye gidiyordum. Tanıdık vasıtasıyla uygun bir yer bulmuştuk. Ama okulla beraber çok yoğun geçiyordu. Çoğu zaman yürüyerek gidiyordum. Millet kantine giderdi ben derslikten çıkmazdım, ortamlara girmezdim. Çünkü belli ki hepsinin durumu iyi. Okulda 3. oldum ama ÖSS sınavında barajı bile geçemedim. Aldığımız eğitim çok eksikti çok.

1 sene feda ettim hayatımdan tekrar hazırlanmaya başladım. Bu sefer oldu oldu, olmadı babama amele lazım onla beraber çalışırım diyordum. Çok iyi çalışmaya başladım derslere hırs yaptım. Hafta sonları babamla çalışmaya giderdim. Artık inşaat ustası gibi oldum dış cephede iskelede sıva yapıyordum, boya yapıyordum.

Sınav zamanı gelmişti, ve sınava çok iyi bir hazırlık döneminden sonra girdim. Bir önceki sınavda 184.5 puan alarak barajı geçemezken 235 puan aldım ve 50 puan artırdım 1 senede. 300 üzerinden puanlama sistemi vardı bu dönemde. Artı olarak okul puanın ekleniyordu. Çok iyi puan olarak görüyordum aldığım puanı. O dönem başarı sıralaması çıktı. Günümüzde varya şu an 50 binler 60 binler o tamda sınava 2. girdiğim dönemde geldi.

Dershane hocasına güvenerek yaptığım 24 tane tercihimden herhangi birine yerleşemediğimi görünce adeta yıkıldım, ağladım hatta. Çünkü hayallerim var ve bu sene olmadı. Ek tercihlere kaldım ve onda 8 tercih hakkım vardı. 7 tanesi 4 yıllık 8. tercihim ise 2 yıllık bir inşaat bölümüydü. Zaman kaybetmemek için dershaneye tekrar başladım, açıklanana kadar. Sonuçlar açıklandı ve ben 2 yıllık inşaat bölümüne ek kontejyan ile kazandım. Okula ek kontejyan olarak gittiğimizden, 1 ay derslerden mahrum kaldık. Başkalarından notlarını aldık kendimiz çalışıp, öğrenmeye çalıştık. Sınavlar başladı gayet lisedeki gibi başarı yakalamaya başladım. İlk dönem birinci olarak sınıfı bitirdim. 2. dönem oldu, o dönemi de gayet iyi çalışarak  birincilikle bitirdim.

1. sınıfın 2. döneminden itibaren aylık 100 TL burs almaya başladım bir yakınım tarafından. 2. sınıftan itibaren devlette 200 TL burs vermeye başladı aylık. Kısaca artık aileme muhtaç olmadan burslarla okudum.

Sonra 2 yıllıkların Dikey Geçiş Sınavı (DGS) ile 4 yıllık bir mühendisliğe geçebileceğini öğrendim. Bu konu hakkında önceden geçen kişileri buldum, taktikleri öğrendim, kitaplar aldım. Bir yerden başlayıp kazanabileceğim ihtimali ufakta olsa göz önünde bulundurdum. Sonra derslere çok iyi çalıştım, ve sadece sınıfı değil, okulun sayısal bölümlerinde 1. olarak okulu bitirdim ve DGS sınavında tam okul puanı almaya hak kazandım.

Ktü Gümüşhane kampüsünde okudum 2 yıllığı. Aynı yerde 1 ay bekleyip eve dönmedim, burada çalışarak sınava girip eve dönmeyi planladım. Eve gitsem rahat davranır çalışmazdım. Trabzon merkez kampüste sınava girdim ve sınavdan sonra direk İstanbul’a döndüm. Sınav sonuçları açıklandı ve çok iyi bir puan aldım. Tercihlerimi yaptım ve Nkü İnşaat Mühendisliğini kazandım. İntibak dediğimiz bir senelik yorucu bir dönem var önümüzde. Gün oluyor 10-11 saat derse giriyordum sırf dersleri alıp geçmek için. Çünkü bir sene boyunca aldığın 18 dersten, 2 taneden fazla kalırsa dersin okuldan atılıyordun. Sana bir fırsat veriyorlar ama adeta eziyorlardı. Biraz psikolojik dönemdi. Çünkü mühendislik dersleri öyle lise derslerine benzemiyordu.

Yakınım 100 TL bursa devam etti, ekstradan 100 TL başka bir yerden burs buldum birde devlet bana bursu tekrar bağladı okulu devam ettirdim diye. 540 TL burs alıyordum aylık. Yani o lisedeki çektiğim sıkıntılar üniversitede mükafat olarak geri döndü adeta. Çok rahat bir okul hayatım oldu maddi yönden. Her acının bir tatlı yönü olur, pes etmemek gerekir.

Bir senelik intibak dönemi bitti ve hiç ders bırakmadım. Çünkü hedefim vardı, okulu dereceyle bitirmek gibi. 3. sınıfı okurken dereceye girdim ve 4. sınıftan yani üstten ders aldım. Biraz zor geçti bu dönem ama yinede değdi üstten aldığıma. Çünkü bu sayede okulumu 6 ay erken bitirdim. 4. sınıfın ilk dönemi okul bitti ve mühendislik okulu heyecanı burada mutlu son buldu. Okulumu 6 ay erken bitirdim ve hemen askerliğe başvurdum. Bir ay sonra askerlik başvurum onaylandı ve acemilik Ankara, Usta birliği İzmir’de kısa dönem askerliğimi yaptım. Nisan-Eylül arasına denk geldiğinden askerliğim, yaz tatilimi de askerde yaptım diyebilirim Askerden geldikten sonra iş aradım 2 hafta sonra bir firmada işe başladım ve şu an hala aynı firmadayım. 3. sene oldu işe başlayalı, biraz yorucu ama insan mesleğini seviyorsa her şeye katlanır. Samimiyetinize güvendiğimden başımdan geçenleri olduğu gibi anlattım. Aslında yazsam roman olur ama biraz da kısa kestim. Belki bu bile uzun gelebilir.

Vereceyim tavsiyeler:
Pes etmek yok, asla pes etme..
Bir yerlere gelmek istiyorsan, çalış çok çalış..
Dua etmeyi unutmayın, elimde tek silahım buydu..

Burak Can

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

4 Yorum

  1. Öncelikle Burakın Arkadaşıyım Hayat Hikayesi beni gerçekten duygulandırdı hayat seruveninde gerçekten çok zorluklar yaşamıs onun yerinde başka biri eğer olsaymıs gerçekten okulu birakıp çalısma kararı alabılırlermis gerçekten güzel olmus başarılarının devamını beklıyorum

  2. Knka seninde ne hayat hikayen varmış gözlerim doldu kafamda canlandırınca helal olsun
    Bu arada faceden geldim knka ben eray tanıdınmı :D

  3. Teşekurler hikayeni okuyunca hayat enerjim yerine geldi bu okullar bizi bitiriyo senin gibi pesetmeyen insanlar gerek bize

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu