Dehşet ÖyküleriKısa HikayelerKorku HikayeleriMacera Hikayeleri

Hikaye Oku “BODRUM KATI”

Hikaye Oku

Hikaye Oku “BODRUM KATI”

Yusuf Can ÇETİN

Hikaye Oku "BODRUM KATI"Evimize daha yeni taşınmış, eşyalarımızı yerleştirmeyi daha yeni bitirmiştik. Güzel bir evdi. Duvarları sarının bir tonu renkte boyanmıştı ve manzarası da oldukça güzeldi ancak ev şehrin dışında bulunuyordu yani merkeze oldukça uzaktı. Eve 20-30 dakika arasında gidilebiliyordu. Babam bir nakliye şirketinde çalışıyordu, yani şofördü, annem ise bir hastanede çalışıyordu. Ayrıca babam çok iyi bir avcıdır.

Tanımak için her köşesini dolaştığım ev, biraz büyüktü. Odaları dolaşırken birden aşağı inen bir merdiven olduğunu fark ettim, galiba annem ile babamın bundan haberi yoktu veya evi bize satan emlakçının, çünkü burası ileri derecede kirli ve bakımsız duruyordu oysaki biz gelmeden evi temizlemiş olmaları gerekirdi.

O gün yorgun olduğum için ve yetiştirmem gereken projelerim olduğu için fazla zaman harcamayıp evin bana ayrılan bölümüne geçtim. Ancak, aklıma bir soru takılmıştı, orada ne vardı? Söylediğim gibi, babam bir nakliye şirketinde çalışıyordu ve bazen şehir dışı teslimat yapardı ve gelmesi haftalar bazen de aylar alırdı. Telefonda ona böyle bir yerin var olduğundan haberi olup olmadığını sordum, o da olmadığını ama malzemeleri için iyi bir saklama yeri olacağını söyleyip kapattı. Sonraki gün yine aynı yere gittim kapıyı açmaya çalıştım ancak kilitliydi ve kapıda sağlam bir ağaçtan yapılmıştı. Emlakçıyı arayıp bodrum katının anahtarını alabilir miyiz diye sordum o da bana hangi bodrum, dedi anlaşıldı ki kapıyı açma işi bana düşmüştü. Evi dağıtmadan kapıyı nasıl açabilirdim?

Kapının kilidi eski tarzdı ve yenilere benzemiyordu yani tahtaydı, bu yüzden birkaç delik açtıktan sonra açıldı. Odanın içi havasızdı ve pis kokuyordu. Önce içerisinin en azından nefes alabilecek kadar temiz kokması için havalanmasını bekledim. İçeri girdiğimde eski tarz eşyalar buldum, bir yatak vardı, yatağın yanında eski ve yıpranmış komodin. Gerçi odadaki her şey eskiydi, bir masa vardı galiba, çalışma masasıydı. Üzerinde bir defter vardı, oldukça kalındı ve içi yazılarla doluydu, sanırım bir günlüktü. Odaya biraz daha göz gezdirdim ve duvardaki doldurulmuş hayvan başları dikkatimi çekti, sanırım evin eski sahibi de avcıydı. Günlüğü alıp yukarı çıktım ve okumaya başladım. Evin sahibinin adı Nefer‘miş. Kore gazisiymiş ve bu evde tek yaşıyormuş. Her şeyini günlüğe kaydetmiş. Herhangi bir yakını yokmuş, tek tabanca imiş, bu yüzden  neden öldüğü hakkında bir bilgi alamadım. Elimdeki tek kaynak günlüktü, gününün çoğunu arka bahçeye ektiği şeylerle ilgilenerek geçiriyormuş ve hafta sonlarında avlanıyormuş. Devletin verdiği gazi maaşı ile idare ediyormuş. Emlakçıya, evi kimden aldığını sorduğumda ihaleden aldığını söyledi. Mirası kimse almayınca belediye açık arttırmayla satmış evi. Günlükleri okurken gözüme bir şey takıldı şöyle diyordu:

“26 Nisan 1994

Bugün yine her zamanki gibi bahçedeki işlerimi hallettim. Sonrada ava çıkmak için mavzerimi aldım. Ormana çıktığımda parçalanmış hayvan cesetleri gördüm, bunu kesin kurtlar yapmış olmalıydı çünkü bunu yapabilecek başka bir hayvan yoktu ancak kurtlar yiyecekleri kadar avlardı ama burada hayvanlar adeta katledilmişti eve döndüm.”

Bundan sonra ne olmuş olacağını merak ettim, acaba hayvanları parçalayan o şey neydi? Hemen diğer sayfayı açıp okumaya devam ettim:”

27 Nisan 1994

Hayvanları parçalayan şeyin kurt olmadığı kesindi çünkü bugün bir kurt cesedi buldum yani başka bir hayvandı. Bir aralar burada büyük bir boz ayı varmış, birkaç evi yağmalamış. Zaten o yüzden bu köyde çok insan yaşamıyor. O olabilir miydi? Son 10 yıldır izine rastlanamamış ancak yeniden mi dönmüştü? Bilmiyorum ancak bu durum hiç hoşuma gitmedi. Araştırmaya devam ederken ağaçların üstünde yarıklar buldum. Evet, bu pençe iziydi Boz ayı geri dönmüştü ne yapmalıyım bilmiyorum.”

Hiç hız kesmeden diğer sayfaya geçtim. “

28 Nisan 1994

Dün gece bir şey tarlama girmiş ve zarar vermiş ayrıca tavuklarıma da zarar vermiş. O ayıya bunu hesabını soracağım, bütün gece onu bekleyeceğim ve geldiğinde onun için pek iyi olmayacak.

Geldi, tam kapımın önünde yukarı ki kattan ona ateş açtım ancak işe yaramadı, daha çok sinirlendi ve kapımı zorlamaya başladı bodruma geçip gitmesini bekleyeceğim inşallah gider.”

Son cümleler buydu ve kitap bitti. Kars, boz ayıların çok bulunduğu bir yerdi ancak sadece aç kaldıklarında köylere saldırırlardı ayrıca burasının nüfusu yıllar geçtikçe çoğalmıştı sanırım sorun yok.

Yusuf Can ÇETİN

Yazı divinin hemen altı Paylaşım butonları altı

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu