Efsaneler

Hint Efsanelerinden; “İndra’nın Kurnazlığı”

Hint Efsanelerinden; “İndra’nın Kurnazlığı”

“İndra kendi çapında bir köpek gibidir. Tanrıların kralı olduğu halde. hilekarlığının ve alçaklığının sınırı yoktur. O başkalarının kaybını kendi kazancını sever.  O, hilekar ve haysiyetsizdir, ve hiç kimseye inancı yoktur.”

Ramayan of Tulsidas (Tulsidas’ın Ramayan’ı),
ii. 399-400.

Şeytanların anası olan Diti, çocuklarının kılıçtan geçiri­lerek öldürüldüğünü duydu ve intikam alacağına dair yemin etti. Böylece kocasına yaklaştı ve ona, tanrıların kralı olan İndra ile savaşacak ve onu kılıçtan geçirerek öldürecek ka­dar kuvvetli bir erkek çocuk dünyaya getirmesine karar ve­rildiğini söyledi. Kocası, onun üzüntüsüne anlayış gösterdi. ve ondan bekleneni yapmayı taahhüt etti. Fakat, İndra’yı kı­lıçtan geçirerek öldürebilecek bir oğulun, yalnızca, karısının kendisini tam anlamı ile sade bir hayata vermesi ve bin yıl­dan daha az olmayan bir dönem için münzevi bir hayat sür­mesi koşulu ile elde edilebileceğine işaret etti. Gerçekte, bu koşullar altında doğan bir çocuğun, yalnız İndra’yı öldürme başarısı ile kalmayacağını, ayrıca üç dünyayı da yok edebi­leceğini söyledi. Kısa bir süre sonra, karı ve koca kendi yol­larına gittiler; kocası, karısının görünümünün araya girdiği çok sade bir hayatı uygulamaya devam etmek için, Diti ise bin yıllık eziyeti çekmek (çileşkeşlik) için gitti.

Diti ‘nin uyguladığı çilekeşliğin ne tür bir doğası olduğu bize söylenmedi, ama onun, sonuca varmak için bu hayata başladığı ve en yüksek gizlilik ile yerine getirdiği açıkça gö­rülür. Üvey oğlu İndra’nın doğum sancılarında ona yardım etmeye gelmesi bile onu yıldırmadı. Onun çabası İndra ‘nın yok edilmesi içindi, en çok arzuladığı İndra’nın erkek kar­deşleri olan göksel varlıkların yıkımı idi. Ama, bütün bun­lara rağmen, kutsal ateşe odun atıştırmasına, su taşımasına ona kök ve meyve temin etmesine ve kendisine inananları yararına son derece gerekli olan kutsal otu uygun konumu­na yerleştirnesine müsaade etti. Ve doğum sancıları ile bitkin düştüğü zaman, yorgun olan kol ve bacaklarına masaj yapmasına izin verdi.

Dokuzyüzdoksan yıl geçtikten sonra, Diti, artık kendi kendini zaptedemez oldu. Gizliliğe en ufak bir uğraşı ver­meksizin, üvey oğluna amacının ne olduğunu söyledi. ”On yıl içinde bir oğlan doğuracağım. Bu nedenle çile çektim ve ibadet ettim, ve o doğduğu zaman, üç dünyayı yönetmek zahmetinden seni kurtaracak. Artık hiç endişe etmene gerek kalmayacak, ve kalbinin ateşi durulmuş olacak” dedi.

İndra hiç bir şekilde cevap vermedi. Fakat aynı o gün, cennetteki güneşin tam tepede olduğu zaman, Diti dinlen­mek için uzandı, ve bunu yaparken ne yaptığını farkedeme­yecek kadar çok yorgundu, korkunç aptalca bir hata yapmış­tı. Yüzyıllar boyunca suçlu olduğu ilk hata idi. Kafasının bulunması gereken yere ayaklarını koydu, ve böylece saflı­ğını bozdu. Kocası, ona, keı:ıdisine çok titiz bir bakım uygu­lamak zorunda olduğunu, ve törensel mundarlığın mümkün olan her lekesinden kaçınması gerektiğini söylemişti. İndra, üvey annesi bu öldürücü hatayı yaptığı zaman, en sonunda şansının geldiğini anladı. Büyük hoşnutlukla hemen onun rahmine girdi ve içindeki embriyoyu yedi parçaya böldü. Embriyo kuvvetli bir çığlık attı ve Diti uyandı. Söylemesi tuhaf, İndra ona ne olduğunu açıkladığı zaman, ve suçlana­cak kişinin kendisi olduğunu ona gösterdiğinde, hatasını uy­sal bir şekilde kabul etti. Gerçekte, üvey oğlunun yaptığı şeyin tamamen haklı olduğunu söyledi. Fakat yerine getiril­mesini istediği bir talebi vardı ve bu talep bölünen embri­yonun yedi Marut, ya da fırtına tanrıları olmaları idi. Ve böylece bu isteği kabul edildi. Yeni tanrılara Marut ismi ve­rildi, çünkü İndra onlara göz yaşı dökmemelerini söyledi, ve o günden bu yana yıldırım ile donatılarak ve rüzgarlar üze­rinde hüküm sürerek gökyüzünde gezinirler. Diti, görünüş­te bu durumdan çok hoşnut idi, ve bize üvey oğlunun eşlik etmesi ile cennete gittiği söylendi.

Ramayana’da, Ayodhya prensi olan Rama’nın, Diti’nin inzivaya çekildiği ve büyük tanrı İndra’nın ona hizmet etti­ği bu yeri ziyaret ettiği yazılıdır.

Ramayana, i. 46-47.

AÇIKLAMALAR
INDRA – Oniki Aditya’dan biridir. Tanrıların ilk sırasın­da yer alır (Rig-Yeda). Ramayana ve Mahabharata onu cen­netin kralı olarak tanır. O ve Şiva hakkında kötü hikayeler anlatılır. Bu en sunulabilir olanıdır. Bu hikayenin alındığı Tulsidas döneminde (16.yy) Veda tanrıları Hinduların ilgi­sini kaybetmişti.

BAŞINI KOYMASI GEREKEN YERE AYAKLARINl KOY­DU- Ritüelde yapılan en ufak bir hata arzulananın aksi sonuç doğurmaya yeterlidir.

MARUTLAR – Sanskritçe, ma rodih, ağlama.

Hint Efsaneleri- J. M. Macfie

Çeviren: Hüseyin Ylmaz

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu