Ahmet BeyFantastik HikayelerKısa HikayelerSizden Gelenler

Çok Güzel Bir Hikaye; “Piyano”

Çok Güzel Bir Hikaye

Çok Güzel Bir Hikaye; “Piyano”

Geç mi kaldım? Çok Güzel Hikaye

Yok yok tam vaktinde geldiniz.

Biraz gerginim hanımefendi, aslında bu ilk olacak. Hikaye

Anladım bu çok normal. İlk seastan sonra daha da rahatlayacaksınız. Buyurun şuraya oturun ayakta konuşmamıza gerek yok.

Evet tabi ya… Ofisinize gelmeden önce şu aşağıdaki sokakta biraz dolandım ve ne buldum inanamazsınız. Seksen yaşında bir piyano. Maalesef satılık değildi. Çok Güzel öykü

Eski eşyalara ilginiz var mı? Hikaye

Aslında ben piyanistim. Eski piyanoları ilgi alanım değil ama hep dikkatimi çekmiştir.

Peki tamam isterseniz konumuza başlayalım. Bana biraz kendinizden bahsedebilir misiniz. Yani işiniz,evli misin, nerede yaşıyorsunuz? Çok Güzel Hikaye

Göründüğüm yaştayım öncelikle.

45 diyebilirim. Hikaye

Ne zaman bunu desem 45 diyorlar evet son altı aydır 45 yaşındayım. Beş senedir Rusya’da eşimle birlikte yaşıyordum. Moskova’da büyük bir orkestrada piyanistim. İki yıl önce emekliye ayrıldım. İlk zamanlar pek emeklilik sayılmazdı aslında sadece orkestradan ayrılmıştım ama halen özel ders veriyordum. Para için yapmıyordum yanlış anlamayın sadece yakın arkadaşlarımın çocuklarına yardım ediyordum. Neyse eşimle 15 yıldır birlikteyiz ve evlenmeden bir konuda anlaşmıştık. Her beş yılda bir ülke değiştirmeyi düşünüyorduk. Daha önce Fransa’da ve Meksika’da yaşadık. Rusya aslında onun fikriydi ama bilmiyorum. Yaşamak için güzel bir yer değil, kışları çok soğuk oluyor. Eşimin büyük annesi Rus asıllıymış. Yıllar önce öldü ama eşim nasıl bir yer olduğunu hep merak ederdi ve gittik. Geçen sene eşimi trafik kazasında kaybettim .

Başınız sağ olsun. Yanlış anlamayın ama bunu sormak zorundayım kaza sırasında yanında mıydınız?

Sağ olun. Evet arabayı o kullanıyordu. Onun tarafından bir kamyon  arabamıza çarptı. Uyandığımda öldü dediler. Eşiniz öldü… Sadece iki kelimeden oluşan basit bir cümle. Eşiniz öldü. Evet, kötü günlerdi ama şuan iyiyim doğduğum yere geri döndüm. Lisem bu şehirde. Geçenlerde önünden geçme fırsatı yakalım rengini değiştirmişler ama yine aynı gözüküyordu. İki ay önce ani bir kararla buraya taşındım ve yeni bir ev aldım. Şehir merkezine çokta uzak olmayan bir kasabadan. Evlendiğimden beri hiç ev satın almamıştım, hep kirada oturduk.

Asıl konuya gelirsek sizi strese sokan şey o kaza anı mı? Hikaye

İlk başta ben de sizin gibi düşünüyordum. Bakın aslında ben delirdiğimi düşünüyordum. Kırk gündür beynimde ne olduğunu anlamaya çalışmakla geçti. Uyku düzenim bozuldu. Geceleri saatlerce balkona çıkıp dışarıyı izliyordum. Şuan nasıl anlatacağımı bilmiyorum ama …

Lütfen daha fazla detaya ihtiyacım var. Sizi uyutmayan ne olabilir veya saatlerce dışarıda oturup düşünmeye sevk eden şey ne idi? Hikaye

Anlatması biraz garip olacak ama buraya taşındıktan sonra bir piyano aldım yaklaşık otuz yaşında bir piyanoydu. Eve getirmek biraz yorucu olsa da sonunda getirdim. Akşam çalmaya başladım ve bir süre sonra bir kadın sesi duydum. Sesi çok anlaşılırdı “Kahvaltı hazır!” Aniden kalktım ve odaları kontrol ettim hiç kimse yoktu. Biraz tedirgin olmuştum ama tekrar piyanonun önüne oturdum ve çalmaya başladım. Yine aynı sesi duydum. Sesi duyduğumdan emindim ve tekrar evin içerisini kontrol ettim. Yine kimseyi yoktu. Piyanoyu çalmak istiyordum ve tekrar çalmaya başladım. Sesi duymama rağmen çalmaya devam ettim. Devamı biraz daha karmaşık.

Lütfen devam edin her detayı öğrenmek zorundayım.

Tamam. Yanımdan koşarak küçük bir kız çocuğu geçti. Merdivenlerden indi ve koşarak yanımdan geçti. İlk başta rüyada olduğumu düşündüm. Ama rüyada değildim. Kızı gördükten sonra evin içinde saatlerce dolandım ve dayanamayıp dışarı çıktım. Hava kararmıştı. Biraz çevreyi turladıktan sonra eve geri döndüm. Uzun süre piyanonun karşısında ona bakarak oturdum. Sonunda tekrar çalmaya başladım. Yine aynı ses ve aynı kız. Ama bir şey fark ettim. Ne zaman piyano çalmayı bıraksam kız ve ses yok oluyordu. Defalarca denedim ve her seferinde aynı olaylar oluyordu. Ne olduğunu anlamak çok zordu. Kafam gerçekten karışmıştı. Yorgunluktan kanepede uyuya kalmışım. Bunları neden görüyordum, o küçük kız kim ? Saatlerce bunları düşündüm. Dayanamayıp tekrar piyanoyu çalmaya başladım. Kız koşarak oturma odasına geldi ve kanepenin arkasına saklandı. Bir süre orada bekledi daha sonra bir kadın geldi. Odanın girişinde durdu ve etrafa bakınıyordu. Sanırım küçük kızı arıyordu. Bulması çok uzun sürmedi ve birlikte mutfağa geçtiler. Ne konuştuklarını duyamıyordum ama kadın, küçük kızın annesiydi sanırım. Birlikte kahvaltı yaptıktan sonra çocuk evden ayrıldı, kadında yukarı çıktı. Her şey bitmiş gibi düşünürken kadın geri geldi. Acelesi varmış gibi aynadan kendine baktı ve telefonla birisini aradı. Sessizce konuşuyordu. Telefondakine “Aynı hatayı tekrar yapmak istemiyorum. Geçen sefer ne olduğunu hatırlıyor musun? Birbirimize zarar veriyorduk neden anlamak istemiyorsun. Hayır, kızıma söylemedim daha kendimi hazır hissetmiyorum. Şuan kullanmamaya çalışıyorum. Tamam, bırakmaya çalışıyorum, tamam !! Hayır, senle tanıştırmayı düşünmüyorum. Hayır dedim. Kapatıyorum. Kendine iyi bak…”

Bu konuşmayı iki kez dinledim ve sanırım o adam kızın babasıydı. Kadın, konuşmadan sonra ağlamaya başladı ve yanımdaki koltuğa oturdu. Uzun süre pencereyi izledi. Çekmeceye uzandı ve ufak bir kutu çıkardı. Kutun kilidini bilekliğindeki anahtarla açtı. Elleri titriyordu. Saate baktı ve sanırım bir çeşit uyuşturucu kullandı. Daha önce sadece filmlerde görmüştüm. Kullandıktan bir süre sonra gözleri kapandı ve nefes alışverişi yavaşlamaya başladı. İzlemesi gerçekten çok zordu. Yardım etmek istedim ama edemedim. Kadın ölmüştü. Gördüklerim bu kadar. Bütün bu olanlardan sonra benim için kabuslu geceler başlamıştı. O kadar sinirlendim ve kendimi kaybettim ki piyanoyu çekiçle parçalamaya başladım. Paramparça olana dek durmayı düşünmüyordum. Sonunda rahatlamıştım. Nefes nefese piyanonun parçalarına bakıyordum. İçinden bir tane fotoğraf albümü buldum. O kız ve ailesinin albümüydü. Kızın babasıyla o kadın, kız bebekken ayrılmışlar. İkisi de uyuşturucu bağımlısıymış. Şuan daha iyi anlıyorum kızın annesi, kıza babasının öldüğünü söylemiş. Babasını hiç tanımamış. Sonra bu aileyi araştırdım. Küçük kızı buldum ve şuan karşımda oturuyor. Annen sana veda edemediği için çok üzülmüş. Hikaye

Sizden Gelen Hikayeler

Yazan – Ahmet

Çok Güzel Hikaye, hikaye ,hikaye örnekleri, hikaye ödevi, kısa hikaye, hikayeler, kısa hikayeler, piyano, Duygusal hikayeler, fantastik hikayeler, korku hikayeleri,

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu