Çocuk HikayeleriMasallar

Ağustos Böceği İle Karınca

Ağustos Böceği İle Karınca

Ağustos Böceği’ni tanımayanınız var mı? Belki vardır. Ben size birazcık tanıtayım isterseniz. Bütün yaz saz çalıp şarkı söyleyen, gününü eğlenerek geçiren bir böcektir. Kırlara pikniğe gittiğinizde bu böceği görmeseniz bile sesini mutlaka duymuşsunuzdur. Cıır! Cııırl…
Karıncayı sizlere tanıtmamama gerek var mı? Hepimiz tanırız karıncayı, çalışkanlığı ile ün yapmıştır. Bütün yaz işi gücü yuvasına yiyecek taşımaktır. Niye mi? Karınca uzun kış günlerini düşünmektedir de ondan.
İşte masalımızın kahramanları bu çalışkan karınca ile eğlenmeyi pek seven bu ağustos böceği.
Yaz mevsimi bütün güzelliği ile devam edip gidiyordu. Ağustos böceği’nin keyfine diyecek yoktu. Sıcaktan kaçmak için çok kolay bir ağaç gölgesi buluyordu. Koyu gölgede hemen sazını eline alıyor, çalmaya başlıyordu. Ardından bir de türkü tutturuyor, keyfine keyif katıyordu. Bu arada çevredeki canlıları rahatsız ettiğinin farkında bile değildi.
—Ağustos Böceği, lütfen biraz sessiz olur musun? Gürültüden rahatsız oluyoruz.
Diye şikâyet edenlere aldırdığı bile yoktu.
—Rahatsız oluyorsanız, kendinize başka bir yer bulun. Ben sizin rahatınız için sanatımı icra etmekten vaz mı geçeyim? Diye savunma yapıyordu.
Karnı acıktığında fazla uğraşmadan yiyecek bulabiliyordu. Çünkü mevsim yaz, etrafta yiyecek boldu. Bitkilerin tohumları, küçük börtü böcek Ağustos Böceği’nin yemek masasını dolduruyordu.
Karınca kan ter içinde kendi vücudunun üç dört katı büyüklüğünde bir tohumu yuvasına taşımaya uğraşıyordu. Yorgunluktan mecali kalmamıştı. Biraz dinlenmek ve soluklanmak için durdu. Alnında biriken terleri, elinin tersiyle sildi. Bu arada ağacın koyu gölgesinde yan gelip yatan Ağustos Böceği ile karşı karşıya geldi. Ağustos Böceğine selam vererek:
—Ağustos Böceği, herhalde kış hazırlıklarını bitirdin. Onun için böyle rahat rahat oturuyorsun; dedi.
Ağustos böceği gülerek cevap verdi:
—Ben sizin gibi tüm gün çalışamam. Ben büyük bir sanatçıyım. Saz çalar şarkı söylerim. Herkesi eğlendiririm, cevabını verdi.
Karınca bu cevaba çok sinirlenmişti. Fakat Ağustos Böceği’ne laf anlatamayacağını anlamıştı. Onun için kendi işine döndü. Tohumu zorla da olsa yuvasına götürdü. Bu iş bütün yaz devam etti. Karınca yuvasına yem taşıyor, ambarlarını dolduruyordu. Ağustos Böceği ise gölgeden gölgeye koşuyor, saz çalıp türkü söylüyordu.
Sayılı gün çabuk geçer. Güzel yaz günlerinin sonu da çabuk geldi. Sert rüzgârlar esmeye başladı. Ağustos böceği artık saz çalıp türkü söylemeyi bırakmıştı. Karnını doyurmak günden güne zorlaşıyordu. Artık yaz günlerindeki gibi çabucak yiyecek bulamıyordu. Bitkilerin meyveleri bitmiş. Tohumlar ya toprağa karışmış ya da bir hayvan tarafından toplanmıştı. Ortalıkta börtü böcek de görünmüyordu. Ağustos Böceği akşama kadar dolaşıyor fakat yine de karnı aç kalıyordu.
Bu günler de çabucak geçiverdi. Kara kış gelip kapıya dayandı. Bir sabah uyandıklarında dünyanın beyaz örtüyle kaplanmış olduğunu gördüler. Her yer karlarla kaplıydı. Ağustos Böceği’nin boğazından günlerdir bir tek lokma bile geçmemişti. Soğuktan da tir tir titriyordu. Ne yapacağını ne edeceğini bilemiyordu. Birden aklına sıcak yaz günleri geldi. Ne güzeldi o günler. Her yer yiyecek doluydu. Karnını doyuruyor, gölgede sazını çalıyordu. Birden aklına karınca geldi. O bütün yaz yuvasına yiyecek taşımıştı.”Ondan biraz ödünç yiyecek istesem” diye düşündü. Fakat bu fikri kendi de beğenmedi. Çünkü yaz mevsiminde Karınca’nın sözlerine kulak vermemişti.
Fakat midesinden gelen gurultular Ağustos Böceği’nin fikrinin çabuk değişmesine neden oldu. Ne olursa olsun, karıncaya gideyim diye düşündü. Doğruca karıncanın yuvasına gitti. Kapıyı çaldı.”Tak! Tak!” içeriden karıncanın sesi duyuldu.”Kim o?”

Ağustos Böceği dışarıdan:
—Karınca kardeş ben geldim; Ağustos Böceği, kapıyı aç, dedi.
Karınca kapıyı açtı. Kapı açılınca Ağustos Böceği’nin yüzüne odanın sıcak havası vurdu. Karınca kaşları çattı:
—Ne istiyorsun Ağustos Böceği? Diye sordu.
Ağustos Böceği tüm yüzsüzlüğü ile:
—Karınca kardeş karnım çok aç. Bana biraz yiyecek verir misin? Borcumu yaz geldiğinde öderim, dedi.
Karınca:
—Bütün yaz ne yaptın? Diye sordu.
Ağustos Böceği gururla:
—Bütün yaz saz çalıp, türkü söyledim, dedi.
Karınca:
—Ne mutlu size. Demek bütün yaz saz çalıp şarkı söylediniz. O zaman şimdi de buyurun oynayın biraz, demiş.
Ardından kapıyı kapatıp evine girmiş.

Kaynak: La Fontaine’den Seçmeler-Parıltı yayıncılık-Hazırlayan Ekrem Aytar

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

2 Yorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu