Sizden Gelenler

Gerçek Bir Hikaye “RUSYADAKİ ÇIPLAKLIK”

Gerçek Bir Hikaye

Gerçek Bir Hikaye “RUSYADAKİ ÇIPLAKLIK”

Hidark Gultekin

Gerçek Bir Hikaye "RUSYADAKİ ÇIPLAKLIK"Biz 70’lerde doğup büyüyen Türk erkekleri olarak birbirimizi veya hemcinslerimizden herhangi birini çıplak görmekten çekinir ve hatta belirli bir ürkme bile hissederdik her zaman.

Tabi şimdilerde durum nedir pek bilemem ancak bizler o zamanlar öyle idik. Yoksa değilmiydik?

Geçenlerde Cem Yılmazın bir videosuna denk geldim Youtube da; spor salonunun soyunma odasında kedisinin başına gelen ve onun anlatımı ile çok komik olan bir olay ve bu konu aklıma geldi.

Ben 1997 senesinde Rusya’ya Türk inşaat firması ile çalışmaya geldiğimde henüz Cem Yılmaz yeni yeni ünleniyor ve ne Youtube ne de şimdiki gibi internet vardı.

İnşaat firmasındaki arkadaşlar ile hem kendi aramızda hem de Ruslar ile futbol maçları oynardık ve soyunma odasında Türkiye’deki gibi, ‘herkes tamamen çıplak olarak soyunmadan üzerini değiştirme’ uzmanlığını iyice geliştirmiş olduklarından, kimse kimsenin şeyini görmez ve merak da etmezdi..

Bu konuda daha az problem yaşamak için öncelikle maça gelirken içimize giyerdik futbol oynayacağımız şortumuzu veya eşofmanımızı, ancak maç bitince terli terli Rusya soğuğunda dışarı çıkmamak için illa bir yerlerde soyunmak ve üstümüzü değiştirmek gerekirdi. Profesyonel bir utangaç Türk erkeğinin izleyeceği, daha evvel bir çok kere büyük amca ve abileri ile gidilen maçlarda edinilen tecrübe ile, bir iki seçenek vardı;

1- terli şort çıkarılır ancak terli külot herkesin önünde çıkarılmaz, onun üstüne varsa yeni kuru külot giyilir ve uygun bir bacaktan başlayarak içteki külot bir bacağı katlayarak aşağıdan çıkarılır, bu arada çabuk seri ve bir o kadar da dikkatli olunur ki ayıp yerler gözükmesin.

2- tuvalete veya duşa girilir ve orada değiştirilir, tabi o sıralar tuvaletler ve duşlar da ara bölmesiz ve kapısız olabiliyordu.

Rusya da ilk çalıştığım yıllarda ofis binasının umumi tuvaletini görseydiniz, spor yapılan yerlerdeki duş ve tuvaletlerinde büyük oranda bölmesiz olduklarını tahmin edebilirdiniz. Ofis binası ki bulunduğum şehrin önemli önde gelen petrol arama entitülerinden birinin binasıydı ve bildiğiniz alaturka tuvaletin daha basit bir hali olan, yan yana yerdeki dört adet delik ve aralarında bölme yoktu. İçeri girdiğinizde biri büyüğünü yapıyorsa, yanına oturup sizde rahat rahat yapmalıydınız..

Ruslar için Sovyetler birliği zamanında ve halen şu anda öyle ayıp yerlerini örtme konusu pek kafaya takılmaz, tabi bu sokakta veya umuma açık yerlerde değil. Tuvaletler ise günümüzde ara bölmeli ve kapılı ancak biz Türkler (Belki de ben) çok gerekmedikçe kullanmayız oraları, çünkü taharetsiz ve aşırı kirlidir, maalesef Ruslarda tuvalet kültürü hiç yok ama diğer birçok konuda çok temiz ve dürüst insanlar.

Ruslarla yaptığımız maçlarda ise genelde aynı soyunma odasını kullanırdık ve biz Türkler o tarafa pek bakmazdık. Adamlar anadan doğma bir şekilde, oynanan pozisyonları tartışırlardı, espriler yaparlardı.. Biz ise kızarıp bozarırdık, ancak ne birbirimize ne de onlara bi yerlerimizi göstermezdik..

Rus akrabalar ile Rus banyosuna girme kültürü de bizim gelenek göreneklerimize göre acayip farklı bir şey.. Kadın erkek çoluk çocuk çıplak bir şekilde Rus banyosuna girip, içerideki sobaya (peçka) arada bir serpilen su ile buharlaşan havayı soluyup ve acayip sıcakta ıslatılmış çeşitli yapraklı ağaç dallarından yapılan süpürgelerle vücutlarımıza vurmak kaidesi ile yapılan masajdan sonra, kış ayları ise dışarı çıkıp karların içine yatmak veya hemen soğuk suyun içine atlamak suretiyle yapılan bana göre süper bir sağlık prosedürü idi. Tek sorun pek kendimi rahat hissetmememdi, çünkü yetiştirilme tarzımızdan dolayı içimize işleyen o utanma ve sıkılma durumları vardı.

Şimdilerde Ruslarla maç yapmıyorum ancak neredeyse her gün gittiğim spor salonunda artık onlardan biri gibi anadan doğma, bölmeli ancak perdesiz duşa ve erkeklerle hep beraber saunaya giriyoruz, utanma sıkılma yok ancak inanır mısınız burada yaşadığım mahalledeki Türk arkadaşlarla henüz soyunma odasında veya duşta karşılaşmadım, ne hikmetse hep resepsiyonda karşılaşıyoruz.. tesadüf işte ne yaparsın.

Gülten AJDER

Kitap okumayı seven insanlar daha zeki ve daha başarılı olurlar. Bende bu yüzden kitap okumayı sevdirmek istedim bu site ile. Gizli kalmış bütün bilgilerin kitaplarda saklı olduğuna inandığımdan, kültür seviyemizi yükseltmek, bilgi hazinemizi daha da zenginleştirmek, gizli yeteneklerin ortaya çıkmasına destek olabilmek için, okusun yazsın benim ülkemin insanları diye bir işin ucundan tutmak isteyen birisiyim.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu